Hedef Müslümanlar olunca ciddi tepki yok

TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi AKPM Türk Grubu Üyesi​ Mustafa Yeneroğlu, ”Türkiye’ye karşı bu olumsuz algılar ne yazık ki bu olaylar karşısında Alman toplumun ve hükümetinin sessiz ve tepkisiz kalmasına neden oluyor. Oysa Almanya iç istihbaratı, son birkaç haftada saldırıların arkasında olduğu düşünülen PKK’nın eylemlerini yakından takip ediyor.” dedi

 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), Suriye’nin Afrin bölgesine Zeytin Dalı Harekatı’nı başlatmasıyla birlikte, Almanya’da camilere ve Türk vatandaşlarına yönelik saldırılara Alman hükümetinin sessiz kalması dikkati çekiyor.

Saldırıların en az 15’i camilere yapılırken, diğerleri kurumlara ve Türk vatandaşların işletmelerine yönelik oldu. Ayrıca havaalanı, tren istasyonu gibi kamusal alanlarda çalışan Türk vatandaşlarına saldırılar da bu kapsama giriyor. PKK, Almanya’da hemen her gün benzer saldırılar düzenleniyor.

Alman kamuoyunda ise bu saldırılara yönelik herhangi bir tepki ve hassasiyet görülmüyor. Alman medyası da bu saldırıları görmezden geliyor ve konuyla ilgili hiçbir haberi yayınlamıyor. Alman hükümeti de ülkedeki camilere ve Türk vatandaşlarına yönelik son haftalarda düzenlenen saldırılarla ilgili sessizliğini koruyor.

Berlin’deki Koca Sinan Camisi’ne gerçekleştirilen molotof kokteylli saldırıyı ilk defa ulusal medya haber yapınca Alman İçişleri Bakanı Andreas Geisel camiyi ziyaret etti.

Eyaletin Uyum Sorumlusu Andreas Germershausen ise kundaklama olayını terör saldırısı şeklinde niteleyerek, “Almanya uyanık olmalı ve terör eylemlerine karşı çıkmalı.” ifadesini kullandı.

Almanya’da hafta sonunda çeşitli kentlerde Türklerin iş yerlerine saldırıda bulunuldu ve Lauffen, Izehoe, Berlin, Meschede, Ahlen kentlerindeki camilere yanıcı maddeler atıldı. Terör örgüt PYD/PKK yandaşları, Meschede ve Lauffen’deki camilere yapılan saldırılarla ilgili görüntüleri kendi internet sayfalarında paylaşarak bu saldırıları üstlendi.

”HEDEF MÜSLÜMANLAR OLUNCA CİDDİ TEPKİ YOK”

TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türk Grubu Üyesi?, AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, son haftalarda Almanya’da camilere ve Türkiye vatandaşlarına yönelik saldırıları, AA muhabirine değerlendirdi.

Yeneroğlu, saldırılar bir kilise veya havraya yönelik olduğu zaman federal hükümetten ve toplumun her kesiminden çok sert tepkiler geldiğini, hedef Müslümanlar olunca Almanya’daki ırkçı ya da siyasi motivasyonlu saldırılara ciddi tepki olmadığını söyledi.

Alman kamuoyunda Türkiye aleyhtarı güçlü bir algı olduğunu belirten Yeneroğlu, ”Türkiye’ye karşı bu olumsuz algılar yazık ki bu olaylar karşısında Alman toplumunun ve hükümetinin sessiz ve tepkisiz kalmasına neden oluyor. Oysa Almanya iç istihbaratı, son birkaç haftada saldırıların arkasında olduğu düşünülen PKK’nın eylemlerini yakından takip ediyor.” dedi.

Almanya’da 1993 yılından beri PKK’nın yasaklı olduğunu, buna rağmen son dönemlerde faaliyetlerinin artarak devam ettiğini ifade eden Yeneroğlu, şöyle konuştu:

“Almanya’da yaşananlar yeni bir durum değil. PKK, Almanya’da yasaklı olmasına rağmen, belki de örgüt bugüne kadar hiç bu kadar güçlü olmamıştı. PKK, zaten yüzlerce paravan örgüt üzerinden Kürt toplumunu devamlı olarak terörize ediyor. Bağış altında zorla haraç toplama, militan devşirme, kendinden olmayan Kürtlere baskı yapma gibi yöntemleri biliniyor.”

”ALMAN SOLU PKK’YA ALAN AÇIYOR”

Yeneroğlu, PKK’nin başta Almanya’daki Sol Parti olmak üzere birçok grup üzerinden meşruiyet kazanma girişimlerinde son yıllarda ciddi manada zemin bulduğunu kaydederek, “Kendilerine sempati duyan gazeteciler üzerinden ve yine mecliste temsil edilen Sol Parti aracılığıyla yoğun propaganda faaliyetleri içindeler.”

PKK/PYD unsurlarının DEAŞ’e karşı savaşan kahramanlar olarak lanse edildiğini ifade eden Yeneroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

”DEAŞ barbarlarına karşı ‘Batıyı koruyan, Kuzey Suriye’de özgürlükçü ve eşitlikçi bir sistem inşa etmeye çalışan demokratlar’ olarak kendilerini pazarlıyorlar. Sol kesim nezdinde ciddi sempatileri var. Kamuoyundaki genel Türkiye karşıtı hava da eklenince, Türkiye aleyhinde birçok kesim buluşabiliyor. Ancak lehinde pozisyon almak isteyen yok. Alman federal hükümetinin ya da devlet kademesinin konuya dair yorumuna gelirsek, açık bir şekilde söylenmese de saldırılar hakkında, saldırıya uğrayan cami ya da kurumların hedef olmalarını doğal kabul eden bir tavra sahipler. Çok basit bir şekilde ‘Türkiye Suriye’ye girmeseydi, bunlar da olmazdı’ gibi, saldırıları meşrulaştırmaya çalışan bir yaklaşım var adeta. Dahası, ‘Bunlar Türk-Kürt çatışması, fazla oralı olmayalım’ gibi bir kanaat hakim. Oysa bu yaklaşımın ve tepkisizliğin, PKK/PYD oluşumunu daha fazla cesaretlendirdiğinin farkında değiller. Daha büyük olaylar olabilir, insan hayatına mal olan eylemler gerçekleşebilir. Bu yaklaşım, çok büyük bir sorumsuzluk örneği.”

Almanya’nın bir süre önce PKK/PYD eylemlerine yönelik bir takım kısıtlamaların göz boyama niteliğinde olduğunun altını çizen Yeneroğlu, sadece yasaklı olan flamalara müdahale edilmesinin, Almanya’nın kendi iddialarıyla çeliştiğini dile getirdi.

Yeneroğlu, terör örgütünün kitlesel eylemler düzenleme izninin Alman hükümeti tarafından verildiğini vurgulayarak, ”Söz konusu kitlesel eylemleri organize eden, izni alan örgüt, zaten PKK’nin bilinen Almanya şubesi. Dolayısıyla esas olan bu yedek örgütün propaganda eylemlerine izin verilmesi değil, yakalanması. Bu Alman hukukunun da gereği. PKK’nin şubesine eylem izni verirseniz o da çıkar örgütün flamalarını taşır. Mesele flamaları toplamak değil. Sineklerle uğraşmak göstermelik bir iş, bataklığı kurutmak gerek.” değerlendirmesinde bulundu.

”TÜRK DIŞİŞLERİ KARARLILIKLA OLAYIN ÜZERİNE GİDECEK”

Mustafa Yeneroğlu, Türk Dışişleri Bakanlığının gerek Türk- Alman ilişkileri bağlamında gerekse ülkede yaşayan 3 milyon Türkiye vatandaşının huzurunu dikkate alarak, kararlı adımlar atacağını ifade etti.

Yeneroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

”Almanya son zamanlarda bazı adımlar attı. Ancak bunlar ilk adımlar. Somut olarak Almanya’dan terörle mücadelede daha net bir duruş sergilemesini bekliyoruz. PYD temsilciliğinin kapatılması, propaganda aktivitelerine son verilmesi, örgütün Kürt vatandaşlarımıza baskı yapmasına, haraç toplamasına ve militan devşirmesine karşı etkin girişimlerde bulunulması, örgütün sadece üst düzey değil, orta düzey yöneticilerine de baskının arttırılması, paravan örgütlerine karşı hukukun gereğinin ötelemeden uygulanması ve yayın organlarının yasaklanması gibi adım atılmamış birçok konu. Almanya bu adımları atmamakla Türkiye’nin istikrarını zedeliyor, buna hiçbir ülkenin hakkı yok, müttefikliğin gereğinin çok uzağında bir yaklaşım. Takipçisi olmaya devam edeceğiz.”