BABIALİ’DE BAŞLADI
Resme bir zamanlar neşriyatın ve gazetelerin merkezi olan Bâb-ı Âli’de başladığını söyleyen Koraltürk, “Bilgisayarların henüz olmadığı yıllarda, gazetelerde çok ressam çalışıyordu. Ben de Babıali’de ressamken Ratip Tahir Burak, Necmi Rıza gibi karikatürün ustalarıyla birlikte çalışma fırsatı yakaladım. O yıllarda resim ustaları hem çiziyor hem de yazıyorlardı, çift yönlüydüler. Onlardan çok şey öğrendim” diyor.

Cumhur Koraltürk, neden resimlerinde gemilere çok fazla yer verdiğini ise şu sözlerle anlatıyor: “İstanbul’un deniz kenarındaki semtlerinden olan Samatya’da büyüdüm. Denizci olmak istiyordum ama ailem  izin vermedi. Bu benim içimde bir ukde olarak kaldı. Yıllar sonra denizcilik merakımı resimle birleştirerek, tarihî gemileri tuvale aktarmaya başladım. Daha doğrusu kendimi bu şekilde avundurdum.”
Bu tabloları çizerek maziyi aramadığını, eskiyi günümüze taşımak istediğini söyleyen Koraltürk “Resimlerimde geçmişten günümüze gelen deniz vasıtalarının yanı sıra eski Galata Köprüsü’nü, eski tramvayları çiziyorum. Eserlerimle Sultan Abdülhamid devrinin İstanbul’unu gelecek nesillere anlatmaya çalışıyorum. Resimlerimi, maziyi yarına taşımak için yaptığımdan hayalî değiller” ifadelerini kullanıyor.

 

Denizden kaçmak bize yaramadı

İnsanoğlunun denizden uzaklaşmasının çok kötü bir şey olduğunu kaydeden Cumhur Koraltürk “Eskiden insanlar denizle  iç içeydi. Ancak şehir büyüdükçe giderek denizden uzakta hayat sürmeye başladık. Bu ise hiç iyi bir şey değil” şeklinde konuşuyor. “İzlenesi  Gemiler” sergisi 11 Şubat 2018’e kadar İstanbul Rahmi M. Koç Müzesinde görülebilecek.