Türk çocuklarına Almanlar bakıyor

Almanya’da her yıl 40 bin çocuk ailelerinden alınıp yurtlara ya da koruyucu ailelere veriliyor. Türkler arasında koruyucu aile sayısı ise sadece 80!

 

Nuray Berdici
OFFENBACH – Offenbach kentinde kısa adı BİSO olan Eğitim derneği tarafından ‘Koruyucu Aile ve Gençlik Dairesi’ konusunda bilgilendirme yapıldı. Programa Frankfurt Başkonsolosluğunu temsilen konsolos Sibel Acar katılırken, Avukat ve Eğitmen olan Prof. Dr. Sebahat Gürbüz hukuki konularda, Pedagog Haluk Kaya da sosyal konularda konuşmacı olarak katıldı. Zekeriya Yıldırım ve eşi Huriye Yıldırım ise 6 yıldır yaptığı koruyucu aile hakkında yaşadıklarını anlattı. Konsolos Sibel Acar, vatandaşlarımızın koruyucu aile olmaya özendirilmesini istedi ve gençlik daireleri ile sorun yaşayan ailelere de her türlü hukuki destek vereceklerini söyledi.

MADDİ KÜLTFETİ YOK
Avukat Gürbüz ise, Almanya’da yaklaşık her yıl toplam 40 bin çocuğun ailelerinden alınıp yurtlara ya da koruyucu ailelere verildiğini belirterek, “Çocukların ailelere verilmesi aşamasında kültürüne uygun aile olmasına özen gösterilmelidir. Ancak ne var ki 3,5 milyon Türk’ten sadece 80 aile koruyucu aile. Durum böyle olunca Türk çocukların Alman yada başka milletten ailelere verilmesi kaçınılmaz oluyor. Bu eksiğimizi gidermemiz gerekiyor. Bir çocuğun yurtlarda aylık maliyet yaklaşık 6 bin Euro’dur. Koruyucu aileye ödenen miktar 800 ile 1.000 Euro civarındadır ve eğitim katkısı da sunulmaktadır. Yani koruyucu aileye gelen çocuğun hiçbir külfeti yoktur” dedi.

NASIL OLUNUR?
Koruyucu aile olmanın şartlarını ise sosyal Pedagog Haluk Kaya şu şekilde sıraladı: Öncelikle Almanca  bilmek, sosyal yardım almamak, çocuğa ayrı bir oda verebilmek, 6 ay ile 1 yıl süren kursu tamamlamak.” Almanya’nın Hanau şehrinde oturan 6 yıldır koruyucu ailelik yapan Zekeriya Yıldırım ve Eşi Huriye Yıldırım ise ikisi Türk olmak üzere 6 yılda 14 çocuğa geçici sürelerle baktıklarını ifade ederek, “Sonra gençlik dairesi çocukları alıp ailelerine verdi. Şimdi 5 yaşında olan Polonyalı çocuğa 4 yıldır bakıyoruz. Çocukla aile ilgilenmediğinden bizi anne babası biliyor. Türkçe konuşuyor. Bizden biri gibi oldu. Çocuğun yeri ailesinin yanı ancak bu bir ihtiyaç” dedi.