Medya, kaos, karmaşa

SEDAT DEMİR ASİP GENEL BAŞKANI

Avrupa’da son dönemlerde hızla yükselen aşırı ırkçı söylemler ve bu söylemleri destekleyen, ateşe benzin döken siyasiler, akademisyenler, yazılı ve görsel medya yoluyla toplumsal çatışmaları körükleyen tutum ve davranışları kaygıyla takip ediyor ve şiddetle kınıyoruz. Bizler Avrupa’da yaşayan Türk toplumu olarak yaşadığımız ülkelerin anayasal ve toplumsal düzenine kesinlikle uyuyoruz. Yaşadığımız ülke halkları ile kaynaşmaya çalışan, büyük ölçüde bunu başaran bir “Avrupalı Türk” toplumuyuz. Anayasal sınırları içerisinde, insan hak ve özgürlüklerinin bizlere getirdiği imkanlar çerçevesinde yasalara uygun olarak kurduğumuz sivil toplum kuruluşların, ibadethanelerin temel amacı yaşadığımız toplumun değerlerine saygı göstermek şartı ile kendi dini, kültürel, sosyal yaşantımızı idame ettirmek ve öz kimliğimizden kopmadan yaşamaktır. Bu mücadelemizde asla marjinalliğe izin vermedik vermeyiz de.

GERÇEKLER ÇOK FARKLI
Lakin ne üzücüdür ki son günlerde Alman TV kanallarında ve basında aslı olmayan asparagas haberler yer almaktadır. Haberlerin sunumunda, kesin deliller varmış ve ispat edilmişçesine yayınlar yapılmaktadır. Bu tür tek yanlı yayınlar, yıllardır birarada yaşayan Alman ve Türk halkları arasına nifak sokmayı hedefliyor. Almanya’da uyum içinde yaşamayı başarmış Türk toplumunun kültürel ötekileştirilmesini televizyon kanallarından kaygıyla izliyoruz. Alman dostlarımızdan bu gibi yanlı yayınlara inanılmamasını istirham ediyor ve gerçeklerin farklı olduğunu bildirmek istiyoruz.

DERİN DOSTLUK
Son günlerde bu yayınlar içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a atfedilen yalan yanlış yayınları ve Sayın Milletvekili Metin Külünk hakkında çıkarılan haberleri esefle kınıyoruz. Her iki büyük devletin tarihten gelen dostluk ve müttefikliklerini bozmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz. Zira Türk ve Alman dostluğu dün değil, asırlara dayanan derin bir DOSTLUK ‘tur Günden güne kirlenen bu dünyada dostluk, kardeşlik, barış, hoşgörü, saygı ve iletişimin bu kirliliği temizleyeceğine inanıyoruz

TÜRKLER BU ÜLKENİN PARÇASI
Almanya’daki Türkler bu ülkenin bugünkü refah seviyesine ulaşmasına şüphesiz büyük katkıda bulundular. Onlar artık kesinlikle misafir işçi değil bu ülkenin birer parçasıdırlar. Bir tarla, iki traktör kazanıp geri dönmek isteyenlerin torunları şimdi doktor, öğretmen, avukat, siyasetçi olarak yaşadıkları ülkede hizmet veriyorlar.  Ve uzun yıllardır Almanya’da yaşayan Türkler olarak Alman yetkililerin bizim beklentilerimizi de dikkatte almalarını bekliyoruz.  Şüphesiz basın toplumun gelişmesine katkı sağlayabilecek bir araç olduğu gibi, toplumun kaosa, karmaşaya sürüklenmesine ve geri kalmasına da etki edebilecek güçte ve önemde bir araçtır.  Dolayısıyla;

ALMAN MEDYASINA SORUYORUZ
İslamiyet’in hakkıyla tanınmasına engel olan önyargılar, peşin fikirler ve yanlış değerlendirmelerden hemen hemen bütün Müslümanlar rahatsız. İslamiyet’i çok evlilik, terör, hurafe, yobaz, gerici, bağnaz, dogmacı, hurefeci olarak lanse etmek ne kadar doğru?
Müslümanları asla temsil edemeyecek argümanların sürekli olarak gündemde tutulması ‘İşte İslamiyet bu” algısı kimlere neler kazandırıyor?
Hiçbir din ve inanç için gündeme gelmediği halde Müslümanların hataları neden İslamiyet’e fatura ediliyor?
Bu algıları pekiştiren, bu algının oluşmasına yol açan hataları hep birlikte ortaya çıkarmaya var mısınız?
Başkalarını suçlama kolaycılığına yönelmeden, ötekileştirmeden, kendi kendinizi hesaba çekmeye ne dersiniz?

ASİP Genel Başkanı
Sedat Demir