İ’Phone aklı?

İ’Phone aklı?

Kendimizi ne kadar iyi tanıyoruz? Bu soru ile karşılaştığımızda çok saçma bir soru olarak da algılayabiliyoruz. İsmim belli, cismim belli.. yani bu soru da neyin nesi? diyebiliyoruz!
Aslında bu soru da, isminiz, cisminiz, memleketiniz veya mesleğiniz değildir sorgulanan!  Peki ya ne o zaman? Yaptıklarınız, yaşadıklarınız ve yapabilecekleriniz? En çok bilen, hiç bilmeyendir derler ya! Bilmediğini bilmeyenlerin sayısı çok ve günden güne de artmakta. Diğer taraf da bildiğini bilmeyenlerde var! Yani bilgi yüklü, bir derya diyebileceğimiz nitelikte insanlar var. Ancak bildiğini temsil edemediği için, meydan bilmediğini bilmeyenlere kalıyor! İşte bu nokta da bu soru devreye giriyor! BEN KENDİMİ NE KADAR İYİ TANIYORUM? En azından I’Phone’u tanıdığımız kadar kendimizi tanımadığımıza inanıyorum.
Teknolojiyi takip ettiğimiz ve incelediğimiz kadar kendimizi incelemiyoruz. Yeni IPhone’u dört gözle bekleriz ve elimize geçtiğinde, ambalajına bile kıyamaz ve nazikçe açarız. Yeni özelliklerinden söz ederken bile, neşelenir İPhone’muzla gurur duyarız. “Siri”‘sine ayrı, parmak izimizi tanımasına ayrı, aküsünün uzun süreli olmasına ayrı ayrı sevinir gururla anlatırız. Halbuki ALLAH bize her türlü özelliği kat kat vermiş

– “Siri” özelliği vermiş… Konuş, düşün, yaz, oku, hisset ve duy diye!
– 30 yıl önce beynimize kayıt ettiğimiz bir anı’yı saniye bile sürmeden kayıttan çıkarma özelliği vermiş.. Yani sınırsız “terabyte” kayıt özelliğimiz var, kayıt et, çıkar, resim halinde saniyesinde görüntüle!
– Akü derseniz, şarj bile etmeden, rahat 70 – 80 yıl dayanıklı… Ne kabloya ihtiyaç var, ne de bir mekan da otururken elektrik prizine….

Kat kat daha fazla özelliğe sahip olmamıza rağmen, özelliklerimizi tanımadığımızdan, bazen bir IPhonun özelliklerine bile yetişemiyor ve hayran kalıyoruz. Yani IPhone ile meşgul olduğumuz, IPhonu incelediğimiz kadar, kendimizi incelesek, içimizde ne gibi deryaların gizli olduğunu anlayacak ve kendi özelliklerimizi gün yüzüne çıkartacağız! Bildiğini bilmeyenler, bildiğini gün yüzüne çıkardığında, belki de bilmediklerini bilmeyenlerde, bilmediklerini anlayacaklardır!
Peki neden kendimizden ziyade İPhone ile daha çok meşgul oluruz?
İphone’nun özelliklerini birileri üretmiş. Yani parayı veriyor ve hayatımıza katkı sağlayacak, yaşamımızı kolaylaştıracak özellikleri satın alıyoruz! Kendi yetenek ve özelliklerimizi satın alabilecek bir mağaza veya alış veriş merkezi yok! Yaradan tarafından bedava verilmiş özellikler! Düşünüyorum da? Birisi gelse de, bizim özelliklerimizi keşfedip bize pazarlasa, daha mı çok kıymet buluruz kendimizde? Veya kendimizle meşgul olursak, karşılaşacağımız bazı sonuçlardan mı korkuyoruz? Yani hoşumuza gitmeyecek taraflarımızla karşılaşma korkusu mu?

Hani deriz ya; “Kimseden fayda yok, herkes kendisi ile meşgul!”
İnanın, bu sözde tarif edildiği gibi herkes kendisi ile meşgul olmuş olsa, toplum adına herkes daha faydalı olur ve daha güzel, huzur dolu bir dünyamız olurdu!
Eğer kimseden fayda yok ise, kimse kendisiyle meşgul değil demektir!
Kendisini keşfedememiş kimsenin, başkasına da faydalı olma veya başkasını keşfetme şansı yoktur!

Bir ülkeyi düzene koymak istiyorsak, önce belediyelerden başlamamız gerekir! Belediye’yi düzene koymak istiyorsak, Muhtarlıklardan başlamamız gerekir! Muhtarlığı düzene koymak istiyorsak, Ailemizden başlamamız gerekir! Ailemizi düzene koymak istiyorsak, kendimizden başlamamız gerekir!
İPhone aklı ile aklımızı ölçmeyelim! Daha fazlası içimizde mevcut!
Aksi taktirde “bilmediğini bilmeyenlerin”, söylediklerine inanmak zorunda kalırız!

Mustafa Göğüş/ Tipoloji Uzmanı