Ülkelerin başımızdaki bu ilet olan Korona Virüsü ile mücadele etmesinden tam bir sene geçti.
Uğruna şarkılar, şiirler, skeçler, kitaplar ve birçok şeyler yapılan Korona.
Demezler mi ki? Hadi bakalım. İnsanoğlu yani bizler, birçok imkâna sahibiz. Ama görün bakın ki bir Korona Virüsü ile baş edemiyoruz.
Evet bakın şu halimize! Demek ki edemiyoruz.
Şu düştüğümüz duruma da bir bakın ve düşünün. Halimize, gülsek mi? ağlasak mı? bilemedim.
İnanın! Şu illet çıktı çıkalı, insanların psikolojisinin bozulmasını bir yana bırakın, her alanda huzur kalmadı desem daha doğru olur.
Bir bakın Almanya’da neler olmuş. Almanya’da Federal İstatistik Dairesi tarafından açıklanan ve ulaştırılan sonuçlar hiç iç açıcı değil.
Bu raporlara göre pandemi döneminde ev ve iş yeri hırsızlıkları azaldı. Buna karşın aile içi şiddet artmış durumda. Aynı zamanda siber suçlarda da artış olduğu belirtiliyor.
Salgına karşı alınan tedbirler doğrultusunda sanayi ile ticari işletmelerin kapalı
kalması ve iş hacminin düşmesiyle bakın neler olmuş.
Umarım tahmin edebiliyorsunuzdur. Evet, geçen yıl birçok küçük ve orta ölçekli işletmeler kapılarına kilitlerini vurdular. Ne yazık ki birçok kişi de işinden oldu.
Sizce bunların vebalini kim çekecek?
Bundan da halen ders çıkarılmıyorsa ne diyeyim.
Başladılar uzaktan çalışma ve eğitime. Hadi olsun bakalım. Ama ne getirisi oldu? Ne de götürüsü oldu? Bunun muhasebesini varın siz hesaplayın.
Bakın ne oldu?
Arkadaşım bahsediyor. “Çoluk çocuk ile evde geçen süre artınca, elektrik tüketimi yüzde yüz artış gösterdi. Eee ne de olsa evde kaldık elektriğe yüklendik” diyor.
Başka bir arkadaşım ise kendi işlerinden ve ticari gelişmelerden dert yanıyor. Ama bence kendisi bu dönemde yine de olayın bilincinde olduğu içindir ki Allah’a şükrediyor. Ne yapacaklarını şaşırmış kara kara düşünür olmuşlar.
Neyse daha yazacak çok şey var ama biz tadında bırakalım.
Rabbim sonumuzu hayır etsin.
ERKEN OLDU BE USTA
Bu dünyada hiçbir şeyi küçük görmeyeceksin arkadaş.
Öyle bir an gelir ki, hiç bir gücün yetmediğine, gözle görülmeyen bir virüs, “al sana güç” der.
Rabbim ne eylerse güzel eyler. Onun bir bildiği var elbet.
Aldığım bir üzücü haber üzerine, inanın ben dondum kaldım.
Çığlık atamıyorum!
Hıçkıramıyorum!
Boğazım düğüm düğüm olmuş.
Haykıramıyorum!
Toparlayamıyorum,
Toparlanamıyorum.
Ne yapılır, duadan başka…
Bilemiyorum!
Rabbim, sen topla bizi, sen koru bizi!
Korona Virüs nedeniyle sevgili abim ve büyüğüm Mehmet Zeki Karadayı’nın yoğun bakımdan çıkamadığını ve Hak’ka kavuştuğunu öğrendim.
Evet onu, dadaşımı kaybettik.
İnna lillah ve inna ileyhi raciun.
Ahirete yolcu ettiğimiz abimiz Mehmet Zeki Karadayı, biz senden razıydık…
Allah’ta senden razı olsun.
Başımız sağ olsun.
Mekanın Cennet olsun..
Bakın bu konunun şakası yok arkadaş. Genç, yaşlı dinlemiyor.
Tabii ki vadesi dolan âhirete yani ebediyete gider. Takdir büyük yerden, amenna.
Ama…
Eski şaşaalı günlere özenerek, Koronayı hiçe sayanlara sesleniyorum. “Evde kalın” demekle olmuyor. “Bıktık, usandık ve de tükendik. Evde kalmayacağız. Artık ne Koronayı sayarız ne de mesafeyi” bunu böyle diyorlar.
Evet ben de diyorum ki eğer gerekiyorsa “Evde kal” kal ki diğer kişileri tehlikeye atma ve koru. Kendini düşünmüyorsan tüm insanlığı düşün.
Aldığım bu üzücü haberden sonra inanın yazmaya elim gitmedi. Sizlere içimi dökmek geldi. Bu ay da, böyle olsun.
Kalın sağlıcakla. Hayırlı Ramazanlar dilerim.
Mustafa Karaman