1. Maymun Kikazaru (duyan), 2. Maymun Mizaru (konuşan), 3. Maymun Iwazaru (gören). Bu manşetimde Osmanlı ve Japon adet ve geleneklerini birbiriyle kaynaştıracağım.
Sultan Abdülaziz döneminde (1861 – 1876), Japon ve Osmanlı ilişkileri yüksek bir noktaya varmıştı. Prens Komatsu Akihito 1887 yılında bir savaş gemisiyle İstanbul’a gelerek, II. Sultan Abdulhamid’i ziyaret eder. Ardından Sultan Abdülaziz, Japonya’ya „iade-i ziyaret“ yapılmasını emreder ve muhteşem Ertuğrul firkateyniyle Japonya’ya büyük bir heyet gönderir. 3 aylık ziyaret sonu Ertuğrul firkateyni Japonya’dan dönerken, 18 Eylül 1890’da Japonya’nın güney sahilinde tayfuna yakalanır ve Wakayama nın kayalarına çarparak batar. Komutanı Mirliva Osman Paşa dahil, 587 Osmanlı askeri ölür. Japon Bahriyesi hayatta kalan 69 Osmanlı bahriyesini Kongo kruvazörüyle İstanbul’a getirir. Şubat 1891 de Japonlar, cesedi bulunan 150 Osmanlı bahriyelisi için Kuşhimoto’da bir Türk mezarlığı kurar ve aynı yere bir Türk müzesi yaparlar. 2007 senesinde Ertuğrul firkateynin enkazı bulunur ve bu güne kadar titizlikle araştırılır. Ve Ertuğrul’un batış günü törenle kutlanır.
Hem Osmanlılar, hem de Japonlar, dostluk, şeref ve misafirperverlik geleneklerini titizlikle muhafıza ederlerdi. Yazık ki bu günümüzde bu tür geleneklere önem vermiyoruz ve bizi biz yapan özümüz yavaş, yavaş, suya düşmüş sabun gibi eriyip gidiyor.
Eski Japon efsanesinden olan üç (bazen dört) maymun hikâyesine „Sanbiki no saru“ denir ve bu hikâye 17. yüzyıla kadar tarihi belirlenebilir. Bu maymunların aslı Nikkō şehrindeki (Tokyo’nun 140 Km kuzeyinde) 1617 yılında kurulan tapınaktan ileri gelir.
Üç maymun görevi çok kısa olarak, insanlara insan olmayı hatırlatmaktır.
Kötü şeylerle ne yapalım sorusuna dayanır.
1. Maymunun ismi Mizaru, gözlerini kapatarak, kötüyü görme demek ister.
2. Maymunun ismi Kikazaru, kulaklarını kapatarak, kötüyü duyma demek ister.
3. Maymunun ismi Iwazaru, ağzını kapatarak, kötü konuşma demek ister.
Bu üç Maymunu her gün hatırlarsak ve kendi gösterdiğimiz davranışla uygularsak, her gün adım, adım bizi tarihte büyük yapan eski temelimize yaklaşırız.
Osmanlı olmak bıyık, fes ve kıyafet işi değil, bilgi, karakter ve insanlık işidir.
Hepinize sağlıklar ve mutluluklar dilerim.
Tamer Tezulaş