Havaların soğumasıyla birlikte kombiler açılmaya başlandı. Doğalgazdan tasarruf etmek isteyen kişiler ise kombilerini açmıyor ya da belli odalarda petekleri açıyor. Bu durum ise dava sebebi olabilir.

TED Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şebnem Akipek ise konunun hukuki boyutuna ilişkin değerlendirmede bulundu.

DIŞ ORTAM SICAKLIĞI 15 DERECE OLARAK BELİRLENDİ

Her şehirde il hıfzıssıhha kurullarının halk sağlığının korunması amacıyla dış ortam sıcaklığı belli bir derecenin altına düşünce ısıtma sistemlerinin çalıştırılması kararını aldığını hatırlatan Akipek, bu sıcaklığın genellikle 15 derece olarak belirlendiğini söyledi.

Akipek, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun da bu konuya ilişkin hususları içerdiğine dikkati çekerek, kanunun 18′inci maddesinde “Kat irtifakı sahipleri bu hakka konu olan ortak arsa üzerinde, ileride kat mülkiyetine çevrilmek üzere yapılacak yapının sözleşmeye ve plana göre tamamlanması için kendilerine düşen borçları vaktinde yerine getirmek ve yapı işini, doğruluk kaideleri uyarınca kolaylaştırmakla, karşılıklı olarak yükümlüdürler” hükmünün yer aldığını belirtti.

 

“DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜK KURALLARINA AYKIRI”

Akipek, bir kat malikinin kaloriferi yakmayarak yan, alt ve üst komşusu sayesinde ısınmasının doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “Bu durumda kaloriferi yakmayan kişi, komşusunun daha fazla yakmasına sebebiyet veriyor. Bu kişi, Kat Mülkiyeti Kanunu açısından komşuluk ilişkileri bakımından komşularına zarar veriyor duruma düşüyor. Yine kanunun 33’üncü maddesi gereği kaloriferi yakan komşu, ana taşınmazın bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesine başvurarak hakimin müdahalesini isteyebiliyor.

Burada kat maliki, ‘Benim komşum kaloriferini hiç yakmıyor, bundan dolayı daha fazla yakmak durumunda kalıyorum. Benim sayemde o ısınıyor, buna müdahale edin.’ diyebiliyor. Hakim de komşunun konutunu mevsim koşullarına uygun kullanmadığına karar verip, yaptığını sonlandırmasını isteyebilir.”

 

“KOMŞULUK HUKUKUNA AYKIRI”

Bu durumlarda belediyeye de insan sağlığını olumsuz etkileyen işlem gerekçesiyle başvurulmasının çözüm olabileceğini vurgulayan Akipek, “Bunların dışında, Türk Medeni Kanunu’nda da komşuluk hukuku ayrıca düzenlenmiş durumda. Burada da komşuluk hukukuna aykırı, komşuların katlanma sınırlarını aşan eylem söz konusu. Kanun gereğince yine komşunun hakkı doğuyor” dedi.

Akipek, evin boş olması, aylarca beklenmesine rağmen satılmaması ya da kiraya verilmemesi durumunda da komşuların birbirlerine fedakarlık göstermesi gerekebileceğini belirterek, “Burada sınırımız doğruluk kuralları. O noktada boş olan dairenin ısıtılmasını istemek çok mümkün olmayabilir ancak komşusuna zarar verme kastıyla dairenin boş tutulması halinde kuşkusuz yine hakimin müdahalesi istenebilir” diye konuştu.

“CEZAİ İŞLEM UYGULANABİLİR”

Tesis Yöneticileri Federasyonu Başkanı Yahya Sağır da ısı pay ölçer kullanan konutlara ilişkin, “Merkezi ısıtma sistemli, ısı pay ölçerli konutlarda, kış sezonunda sıcaklığın 15 derecenin altına düşmesi halinde kaloriferlerin yakılması zorunlu. Bağımsız bölümler boş dahi olsa bu zorunluluk var. Sıcaklığın 15 derecenin üzerine çıkması halinde de ısıtma sistemlerinin kapatılması gerekiyor. Bu husus, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ısı pay ölçerlere ilişkin mevzuatıyla düzenleniyor” dedi.

Uygulamaya uyulmaması halinde cezai işlemin gündeme gelebileceğine dikkati çeken Sağır, “Vanasını kapatanlara, faturalardaki ortalama tüketim bedeline göre cezai işlem uygulanıyor. Yani kaloriferi yakmayanlar da yakmadığı halde bu bedeli ödemek durumunda kalacak” diye konuştu. Sağır, bazı konutlarda, sıcaklığın 15 derecenin altına düşmesi halinde otomatik olarak ısıtma sisteminin devreye girdiğini kaydetti.