RANDEVU VE SÖZ VERME!

Bu ay biraz günlük hayatta yaptığımız yanlışlıklara yer vereceğim.
Söz vermek ve randevuya sadık kalmak.
Disiplin bu konuda çok önemli.
Günlük hayatımızda gerek yöneticiler gerekse iş adamları ve hatta aile içinde bile dikkat etmediğimiz bir husustur bu.
İsra süresi 34. Ayet’te Rabbimiz bize “Verdiğiniz sözü yerine getirin; çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir“ der.
Peygamberimiz (asm) “Verdiği sözde duran, yaptığı anlaşmaya bağlı kalan en büyük insandır“ demiştir.
Öte yandan Hz. Ali de “ Verilen söz, vaktinde verilmesi gereken bir borçtur“ demiştir.
Bize de küçükken büyüklerimizin nasihati şöyle olmuştur. “söz verdin mi tutacaksın“ derlerdi. Eğer birine bir söz verdiyseniz onu mutlaka tutun.
Gelelim konumuza. Her zaman deriz ya şu Almanlar ne de sözünün eri veya ne de dakikler.
İş dünyasında, arkadaş çevresinde ve sayamadığım birçok alanda bu konuyu kulak ardı ediyoruz.
Biz Türk halkı olarak acaba “Disiplinsiz miyiz?“ Türkler randevuya neden geç gelir veya söz verdiği bir zamanı neden iptal eder ya da verdiği randevuya gelmez ve unutur.
Bu sizce bizim yaptığımız büyük bir sorumsuzluk değil midir?
Bunu kişisel algılamayın bu büyük bir zaafımız. Temsilde hata olmaz.
Vurdum duymazlık bizlerde çok değil mi?
Yaparız, ederiz, daha vaktimiz var gibi bir de bakarız ki zaman geçmiş, karşısındaki kişiyi belki de zor durumda bırakmışızdır. Gelin siz o kişinin psikolojisini düşünün.
Yapmasak daha güzel olmaz mı?
Biraz biz kendi kendimize bu konuda öz eleştiri yapmamız gerekmez mi!
Biz Türk halkı olarak bilim, spor, kültür, felsefe, teknoloji, fikir üretme ve sayamadığım birçok alanda çok güçlüyüz.
Türk halkı olarak bu konuda biraz sınıfta kalmıyor muyuz sizce?

Kalın sağlıcakla

Mustafa Karaman/POST BW Haber Müdürü