Taşköprü: Adalet tecelli etmeyecek!

27 Haziran 2001 tarihinde Hamburg’daki işyerinde NSU çetesi tarafından katledilen Süleyman Taşköprü’nün kardeşi Osman Taşköprü, “NSU davasında adaletin tecelli edeceğine inanmıyorum. Tüm olanlardan sadece 3 üyenin sorumlu olduğunu söyleyip davayı kapatacaklar” dedi.

Nebahat Uzun
HAMBURG- Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) tarafından 27 Haziran 2001 tarihinde Hamburg’daki işyerinde ırkçı cinayete kurban giden Süleyman Taşköprü’nün kardeşi Osman Taşköprü, Almanya’da 2000-2006 yılları arasında 8 Türk, bir Yunan ve bir Alman polisi öldüren NSU çetesinin davasının sonucunda adaletin tecelli edeceğine inanmadığını söyledi. Alman Weser Kurier gazetesine demeç veren Taşköprü, “Ağabeyimi işyerimizde ölü bulan babam davada görgü tanığı olarak dinlendi ve babam, olayın hemen ardından 25-30 yaşlarında, Almana benzeyen iki gencin işyerimizden çıktığını söylemesine rağmen polis ifadesini ciddiye bile almadı. Bugün, o gençlerin büyük ihtimalle Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos olduğu tahmin ediliyor” şeklinde konuştu. Dava sonunda adaletin tecelli edeceğine inanmadığını söyleyen Taşköprü, “Sonuçta davada NSU’nun sadece üç üyesinin tek başına eylemlerden sorumlu olduğu gösterilecek ama bu inandırıcı değil. Bu kişilerin yıllarca gizlenebilmesi için birilerinin mutlaka yardım etmiş olması gerek. Anayasası Koruma Teşkilatı’nın memurları da mahkeme karşısında daha fazla şey anlatmak zorunda. Ayrıca görevlerini düzgün yapmayan polis memurlarının olaylardan sorumlu tutulması şarttır” şeklinde konuştu.

HERKES FAİLLER HAKKINDA HER ŞEYİ BİLİYOR AMA KURBANLARI KİMSE BİLMİYOR!
Ağabeyinin ölüm haberini aldığı günle ilgili konuşan Taşköprü, “İşteyken komşu büfe işletmecisinin haber vermesi üzerine ağabeyimin işyerine gittim. Orada, üzerinde ağabeyimin kanı olan babamı gördüm ve dünya başıma yıkıldı. Ağabeyimin ölümünden sonra polis tüm ailemizi defalarca sorguya aldı ama babamın iki kişiyi gördüğü ifadesinin üzerine hiç gitmediler bile. Hatta bugün, belki de bilinçli olarak bu konunun üzerine gidilmediğini düşünüyorum” dedi. Aile bireyini kaybedip ardından suçlu muamelesine maruz kalmanın çok ağır olduğunu ifade eden Taşköprü, “Memurlar olayın ırkçı boyutunu bir kenara bırakıp ağabeyimin uyuşturucu ve diğer yasadışı işlerle ilgilisi olup olmadığı konusuna yoğunlaştı. Hatta bir seferinde ölmüş ağabeyim hakkında bir memurun çirkin şeyler söylemesi üzerine adeta kendimi kaybettim. Çevremizdeki insanlardan bazıları bizden uzaklaştı. Hakkında kötü konuşanlar bile oldu. Bu şekilde ölen birinin mutlaka bir şey yapmış olması gerektiğini vurguladılar. Bunlara maruz kalmak çok ağırdı” şeklinde konuştu. Irkçı kurbanlarının unutulmaması gerektiğinin altını çizen Taşköprü, “Her yerde kurbanlardan çok suçlulardan bahsediliyor. Mesela herkes Beate Zschäpe hakkında her şeyi biliyor ama kurbanlar hakkında kimse bir şey bilmiyor. En kötüsü de, özellikle faillerin anlattıkları her seferinde yüzümüze tokat gibi inmesi” dedi.

 

MEDYUMLA KATİLİ ARAMIŞLAR
Süleyman Taşköprü, 27 Haziran 2001 yılında, Hamburg’un Bahrenfeld semtindeki Schützenstr. adresindeki manav dükkanında saat 10.30 sularında, 3 farklı silahtan çıkan kurşunlarla hayatını kaybetmişti. Yıllarca ailesinin zan altında tutulduğu ve ailesine, topluma ‘mafya, suçlu’ olarak lanse edilen Taşköprü’nün ırkçı cinayete kurban gittiği, NSU terör örgütünün deşifre edilmesiyle birlikte ortaya çıktı. Taşköprü’nün anısına, öldürüldüğü yere anıt taşı dikilirken, işyerinin yakındaki bir sokağa da ‘Süleyman Taşköprü Sokağı’ adı verildi.Başlarda akıllara zarar veren bu soruşturma tekniğiyle yürütülen soruşturmayla ilgili Alman Der Spiegel’in dergisinde yer alan habere göre Taşköprü cinayetini araştıran ‘061 Cinayet Masası’,  2008 yılında İranlı bir medyuma başvurarak cinayetin zanlılarına ulaşmaya çalışmış. Medyum ise Taşköprü’nün ruhuyla irtibat kurduğunu, cinayetin, merhumun da içinde bulunduğu bir çete tarafından işlendiğini, hatta bu çetenin Türk olabileceğini polise anlatmış. Tüm ırkçı saldırı olma ihtimallerini, delil ve tanıkları gözardı eden polis de bu bilgilerden yola çıkarak şüpheli kimseye ve takip edilecek bilgiye ulaşılamadığı sonucuna vararak dava dosyasını kapatmış.